"a!" desem
antakya'ya gittiğimde harbiye'ye geçip künefe yediğimi anlarlar
"b!" desem
bursa'dan geçerken her seferinde özdilek'te durup havlu aldım sanırlar
"c!" desem
sabahları kahvaltıda ceviz ve peynir yemeyi çok sevdiğimi çakarlar
abece desem bütün alfabeyi sayarlar...
31 Ocak 2009
Havayla temas halindeki canlıların sert bir dış kabuk oluşturmaları gerekir ve bu kabuklar kalp olmadıkları için suçlanamazlar; ancak kimi düşünürler nesne olmadıkları için imgelere ve duygu olmadıkları için sözlere kızarlar.
George Santayana,
Soliloquies in England and Later Soliloquies
Ve ben tabii ki bu kitabı okumadım,
yazdığım kısım Ervin Goffman'ın
"Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu" adlı kitabın girişinde bulunuyor
George Santayana,
Soliloquies in England and Later Soliloquies
Ve ben tabii ki bu kitabı okumadım,
yazdığım kısım Ervin Goffman'ın
"Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu" adlı kitabın girişinde bulunuyor
30 Ocak 2009
hani uzun uzun da bakmadım ama
bakınca yalnız hissettim
my brightest diamond'ın
golden star şarkısının da çalmasının
sanırım etkisi var bu durumda
birkaç gün böyle geçecek biliyorum
sonrası yine iyilik güzellik zaten
dünya hali ağır basınca
biraz biraz da üstüme basıyor
bütün bu telaş ve iç burkulması bu yüzden
bilek burkulmasının sıcaklığında da değil hem
gayet farkındayım ve bilincindeyim
olmasaydım biraz daha kolay geçerdi belki
ama ziyanı yok...
foto: burada gördüm, o da burada görmüş.
27 Ocak 2009
24 Ocak 2009
insan aşık olur, zaman geçer, sever
düşer, düşürülür, düş olur, düşler
aşık olur, sever, düşer, kalkar, bekler
insan sever, aşık olur, duvara çarpar, seker
insan aşk olur, öyle bir duvara çarpar ki
sekmek ne kelime, duvarın içinde kaybolur gider
senden sonra hiçbir şeyin anlamı kalmadı dersem yalan olur
aksine her şeyin o kadar çok anlamı var ki...
saçımı yıkamak için parmaklarını saçımda gezdirice o adam
sen aklıma düşüyorsun, parmakların aklıma düşüyor
avuç içlerinse içime içime
ben ne zaman olmadık bir anda uyuyakalsam aklıma düşüyorsun
'kollarını sar boynuma' deyişini hayal meyal hatırlıyorum
ben ne zaman olmadık bir yerde uyuyakalsam
yatağımda mışıl mışıl uyanacağımı biliyorum
daha nicesi ama hep eksik kalacak şekilde
yoklukta birisini yaşatmak,
uzakta tutkuyu beslemek...
düşer, düşürülür, düş olur, düşler
aşık olur, sever, düşer, kalkar, bekler
insan sever, aşık olur, duvara çarpar, seker
insan aşk olur, öyle bir duvara çarpar ki
sekmek ne kelime, duvarın içinde kaybolur gider
senden sonra hiçbir şeyin anlamı kalmadı dersem yalan olur
aksine her şeyin o kadar çok anlamı var ki...
saçımı yıkamak için parmaklarını saçımda gezdirice o adam
sen aklıma düşüyorsun, parmakların aklıma düşüyor
avuç içlerinse içime içime
ben ne zaman olmadık bir anda uyuyakalsam aklıma düşüyorsun
'kollarını sar boynuma' deyişini hayal meyal hatırlıyorum
ben ne zaman olmadık bir yerde uyuyakalsam
yatağımda mışıl mışıl uyanacağımı biliyorum
daha nicesi ama hep eksik kalacak şekilde
yoklukta birisini yaşatmak,
uzakta tutkuyu beslemek...
22 Ocak 2009
21 Ocak 2009
16 Ocak 2009
5 Ocak 2009
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)