30 Ağustos 2009

Hayal kırıklığı böyle bir şey...
beni uğrattıklarından biliyorum
hızla yürürken, nefesim kesileyazarken
inatla araya sıkıştırdığım
"ama ben seni seviyorum" cümleleri
havada kalır...

26 Ağustos 2009



Merhaba,
Sevdiğim adam...
Benim hesabımla 365, evrenin hesabıyla 367 gün önce
o cümlelerin havada çarpışmasıyla daha bir sevdim seni
Aslında ben sana aşığım, bunca zamanı da bunu sevgiye dönüştürmeye çalışarak geçirdim
Hala da geçiriyorum...
Nereden başladığı gibi nerede bittiği de belli olmayan bir şeye dönüştürmeye çalışıyorum
Sana geceleri telefonda "İyi Uykular" demeyi sevdiğim kadar,
Sabah uyanıp başımı çevirince "Günaydın" demeyi de seviyorum
Bunca kem bakan gözün ortasında, sana bakınca gözlerimin kuyruklanmasını seviyorum
Yolumuz uzun, senin tahmin ettiğinden, benim hesapladığımdan uzun
Yolun, yol olup çiçeklenmesine daha çok var
Senin tek yön biletini almana çok var...
Ama ortada hepsine baskın çıkan seninle geçecek uzun bir Hayat var
Daha önce de söyledim biliyorum ama seni seviyorum...

20 Ağustos 2009

eczacı bakışı diye bir şey var, içimi kaldırıyor
eczaneye gidiyorsunuz
bir ilaç alıyorsunuz
zaten bir hastalıktan mustaripsiniz
canınız yeterince sıkkın
bir de size almanız gereken ilacı veren eczacı
size egzemalı gibi bakınca iyice canınız sıkılıyor
sanki üçüncü meme ucunuz var
ya da beyniniz olması gerekenden küçük de
onun için ilaç almaya gelmişsiniz gibi
sizi bir de psikolojik olarak çökertiyorlar

18 Ağustos 2009

Son zamanlarda uykumun orta yerinde uyanmıyorum
çünkü çoğu insanın uykusunun orta yerinde
ben daha yeni yeni uykuya dalıyorum
Görece kalabalık bir evde büyük yalnızlık çekiyorum
durum böyle olunca da odamın kapısını çekiyorum
ara ara endişeleniyorum, sanki iki oğlum var da
onlardan haber alamayınca endişeleniyorum gibi
Oysa beni tanıyan herkes ezelden beri bilir
ben çocukları hiç sevmem
Ah pardon! hep, hiç, her zaman, asla demiyorduk değil mi...
Çok bunaldım ve bunu haklı çıkaracak nedenlerim olmasından sıkıldım
bir gün iyi uyanıp öylesine "Çok bunaldım" demek istiyorum
Aslında bunalmak doğru kelime değil sanırım
"darlanmak" daha iyi oturur buraya,
sırtına da bir kırlent verdim mi değmeyin keyfine
Bu arada kelimelerimi sizden esirgemiyorum
biz yine konuşuyoruz,
bana nasıl olduğumu soruyorsunuz,
iyiyim diyorum
durumu anlatıp, lafı uzatıp, konuya girmek istemiyorum sanırım.
Siz olsanız ne yapardınız Albayım?

17 Ağustos 2009



ben de artık
"baktım olmuyor sabahın altısında acile gittik"
minvalinde cümleler kurabileceğim
tabi bunun bana sinir katsayısı dışında bir getirisi yok
o da ayrı bir konu

- nazara inanır mısın mirim?
- iki kişi yaşamaya başladığımdan beri evet...

12 Ağustos 2009



10 Ağustos 2009



öyle "çoçuklarla" yaşıyorum ki,
kahvaltılık almaya çıkıp geldiklerinde
yüzlerinde telaşlı bir ifadeyle,
"yaa ben unuttum, skör de var gibi
dört tane limonata aldım" diyorlar...

5 Ağustos 2009



dert ettiğin bu olsun
yok yok bu olsun...
hmm bilemedim şimdi,
aslında öbürü de olabilir.
seni bana yar etmezler ya hani
(doğum günü pastası gibisin dilim dilim
her dilimine başka biri
sana sormadan kendi adını yazmış sanki)
belki seni bana eş ederler,
dost ederler kim bilir...

3 Ağustos 2009



ev alma komşu al derler,
iş edinme iş arkadaşı edin diyorum ben de...
beni böyle karşıladı canlarım benim.